İslâm dîni, dürüst ticâreti helâl rızık kapısı olarak teşvik eder. Dürüst olarak yapılan ticâretin getirisi dünyada helâl kazanç ve bereket, âhirette ise bol feyiz ve sevaptır. Peygamber Efendimiz ﷺ, “Doğru, dürüst ve kendisine güvenilen ticâretçi, peygamberlerle, sıddîklerle ve şehidlerle berâber haşrolur” buyurmuştur.

Fâizi haram kılan Kur’ân-ı Hakîm, alış-verişi helâl kıldığını açıkça ilân eder  ve yeryüzünün tüm fırsatlarından helâl alış veriş yapmak şartıyla istifâde etmemizi tavsiye eder. Kuralına uygun olarak yapılan ticâretin helâl kazanç getirmekle berâber, insanlara yeni iş ve istihdam alanı açacağında bir beis yoktur. İnsanlara istihdam alanı açmak ve iş imkânı sunmak ise, onlara yeni bir rızık kapısı açmak demektir ki, bu, çok hayırlı bir adımdır; kişiyi Allah’ın ﷻ Rezzâk ismine ulaştırır.

Bir takım sakıncaların ortaya çıkma ihtimâli olsa da bile, yeni bir iş yeri açmakta hiçbir mahzur yoktur. Daha sonra yüzeysel olarak ortaya çıkan mahzurlar, günü birlik alınan tedbirlerle bertaraf edilir.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken şartlar şöyle sıralanabilir:

1- İş yeri kurulur. Dürüst çalışma şartları çerçevesinde üretime başlar.

2- Zeytinyağı üretimi işinin içinde sakınca yoktur. Burada; hammaddenin alınarak gerekli ödemenin aralarında anlaşılan tutar üzerinden zamanında ve dürüstçe yapılması, üretim aşamasında üretilen malın kalitesi için gerekli özenin gösterilmesi, ürünün uygun fiyata halka sunulması, zamanında zekâtının verilmesi ve tüm aşamalarda dürüstlüğün, hakkın, hukûkun, temizliğin, kaliteli hizmetin ve insan sağlığının esas alınması iş yeri sahibine ait olan önemli görevlerdir.

3- Teslim alınan malın çalıntı olup olmamasındaki sorumluluk esasen malı teslim edene âit olmakla birlikte ; malın çalıntı olduğu bilindiği halde alım yapılmasının iş yeri sahibine sorumluluk getirmeyeceği söylenemez. Bu durumda:

a) Çalıntı olduğu kesin olarak bilinen mallar alınmaz.

b) Çalıntı olduğu hakkında bilgi sahibi olunmayan mallar, mal sahibinin beyanına itimaden iyi düşünülerek  alınır. Eğer mal teslimi yapan kişinin beyanı yalansa, bu durumda sorumlu da kendisidir. Fakat iş yeri sahibinin araştırıcı olma hakkı elbette vardır.

c) Araştırma yaparken asılsız sözlere meydan vermemeye, suçsuz insanlara suç isnad etmemeye dikkat edilir. [ Kayaşehir adak kurban ]

Bu şartlara uyan bir iş yeri sahibi, bilmediği bir çalıntı maldan dolayı helâl kazancına haram karıştırmış olmaz. Kazancının helâlliği konusunda emin olmak için bilâhare zekât kalemini genişçe tutar; böylece kazancı içinde varsa bilgisi dışındaki çalıntı girdileri “hak sahipleri” adına durumunda olmayanlara dağıtmış olur. Nitekim Peygamber Efendimiz ﷺ, “Ey tâcirler topluluğu! Şeytan ve günah satışa katılırlar. Satışınıza sadaka karıştırın” buyurmakla böyle bilinmeyen şüpheli girdilerin sorumluluğundan  kurtulmak için sadaka verilmesini ve alıcıya yumuşak davranılmasını tavsiye buyurur.