Başakşehir Adak Kurban : Rahip Bahira İle Karşılaşma

22 Ağustos , 2020admin
Başakşehir Adak Kurban : Rahip Bahira İle Karşılaşma

[23:23, 21.08.2020] Elif Coşkun: Peygamberimiz ﷺ sekiz yaşından itibaren amcası Ebû Tâlib’in yanında kalmaya başladı ve onun himayesi altında büyüdü. O zaman Mekke’de Ebû Tâlib de babası Abdülmuttalib gibi Kureyş’in ileri gelenlerinden, sevilen, saygı gösterilen ve sözü dinlenilen bir kişi idi. O da Peygamberimize ﷺ büyük bir sevgi, merhamet ve şefkat gösterdi. O’nu ﷺ kendi çocuklarından çok sever, yanına almadan uyuyamaz, O’nsuz bir yere gitmez ve; “Sen çok hayırlısın, çok mübâreksin!” derdi. O ﷺ elini yemeğe uzatmadan, yemeğe başlamaz, önce O’nun ﷺ başlamasını isterdi. Bazı zamanlar da O’na ﷺ ayrı sofra açtırırdı. Sabahları uyandığında yüzünden nur aktığını, saçlarının taranmış ve bakımlı olduğunu görürlerdi. Ebû Tâlib’in fazla malı yoktu ve âilesi de kalabalıktı. Hz.Muhammed’i ﷺ himâyesine aldıktan sonra bolluğa ve berekete kavuştu. Mekke’de oluşan kuraklıkve kıtlık sebebiyle halk sıkıntıya düştüğünde Ebû Tâlib O’nu ﷺ Kâbe’nin yanına götürüp duâ etti. O’nun ﷺ bereketiyle bol yağmur yağdı. Kuraklıktan ve kıtlıktan kurtuldular.

Ebû Tâlib bir keresinde Şam’a ticâret amaçlı giderken Muhammed ﷺ de yanında götürdü. O sırada dokuz yada on yaşlarındaydı. Ticâret kervanı uzun bir yolculuktan sonra Busra’da Hristiyanlara ait bir manastırın yakınında durdu. Bu manastırda Bahîra adında bir râhip vardı. Daha önceden Yahûdî âlimi ikrn din değiştirip sonradan Hristiyan olan bu ilim sahibi  râhibin yanında elden ele geçerek saklanan bir kitap bulunmakta ve birçok şey ondan sorulmaktaydı.

Kureyş kervanı daha önceki senelerde buradan çok kez gelip geçmesine rağmen hiç ilgilenmeyen ve her sabah manastırın damına çıkıp kâfilelerin geldiği yöne bakarak merakla bir şey bekleyen râhib Bahîra’ya bu sefer bir hâl olmuş ve heycanla irkilip yerinden fırlamıştı. Çünkü o, Kureyş kervanı uzaktan göründüğü sırada kervanın üstünde beyaz bir bulutun da onlarla birlikte akıp geldiği ve onların yanına oturduğu ağacın üstünde durduğunu görmüştü. Bu bulut Muhammed ﷺ ‘i gölgelemekte idi. Kervan konunca Muhammed ﷺ ‘in altına oturduğu ağacın dallarının üzerine doğru eğildiğini görerek iyice heyecanlanan râhip, hemen bir sofra hazırlatıp, acele ile bir de dâvetçi göndererek Kureyş kervanında bulunanların hepsini yemeğe dâvet etti.

Kervanda bulunanlar Muhammed ﷺ ‘i mallarının yanında gözcü olarak burakıp râhip Bahîra’nın davetine gittiler. Ona defâlarca buradan gelip geçtikleri hâlde şimdiye kadar kendilerini dâvet etmeyip de bugün dâvet etmesinin sebebini sorarlarken, Bahîra gelenlere dikkatle bakıp; “Ey Kureyş topluluğu, içinizden yemeğe gelmeyen var mı?” diye sordu. “Evet, bir kişi var.” dediler. Râhip Bahîra ısrarla, O’nun ﷺ da çağrılmasını isteyince gidip çağırdılar. Gelir gelmez dikkatle O’na ﷺ bakmaya, incelemeye başlayan Bahîra, yemekten sonra hallerine, işlerine dâir birçok soru sordu. Muhammed ﷺ de cevap verdi. [ Başakşehir adak kurban ]

Bahîra gördüğü alâmetlerin ve aldığı cevapların hepsinin, âhir zamanda gelecek peygamberin sıfatları ve özellikleri hakkında bildiklerine tamamıyla uyum sağladığını gördü. Sonra sırtını açıp nübüvvet mührüne baktı ve Ebû Tâlib’e; “Bu çocuk senin neslinden midir?” dedi. Ebû Tâlib; “Oğlum” deyince Bahîra; “Kitaplarda bu çocuğun babasının sağ olmayacağı yazılı, O senin oğlun değildir.” dedi. Bu sefer Ebû Tâlib; “O benim kardeşimin oğludur.” dedi. “Babası ne oldu?” deyince de, O’nun ﷺ fdoğumuna yakın öldüğü cevâbını alan Bahîra; “Doğru söyledin, annesi ne oldu?” dedi. Ebû Tâlib; “O da öldü.” deyince yine; “Doğru söyledin.” dedi. Sonra da ısrarla şöyle dedi: “Kardeşinin oğlunu hemen memleketine geri götür. O’nu ﷺ hasetçi Yahûdîlerden koru! Vallahi Yahûdîler bu çocuğu görüp, benim fark ettiklerimi fark ederlerse, O’na ﷺ bir zarar vermeye çalışırlar. Çünkü kardeşinin oğlunda büyük bir hâl ve şan vardır. Bu, peygamberlerin sonuncusu olacaktır. Getireceği din bütün yeryüzüne yayılsa gerektir. Sakın bu çocuğu Şam’a götürme, mübârek bedenine bir zarar verirler.”